Motosiklet, belli riskleri içinde barındıran çoğu kişi için birer özgürlük aracı. Peki motosiklet sürüşünde risk faktörlerinin farkında mısınız?
Bir çok motosiklet sürücüsü diğer araçların kendilerine saygı göstermediğini düşünüyor. Peki bu gerçekten doğru mu?
Ne yazık ki bu noktada bazı kötü haberlerim var. Motosiklet toplumun gözünde şeytan icadı olarak önyargılara kurban giden iki tekerlekli tehlikeli bir araç. Fakat bu önyargı tamamiyle bilmemekten kaynaklanıyor. İnsanoğlu bilmediği şeyden korkar ve bu bilinmeyen ise o konuya karşı yargılar oluşturmasına iter.
Motosiklet durduğu yerde kimseye zarar vermiyor. Kullandığımız araçların birer silah olduğunu ve eğer yanlış kumanda edersek tetiği biz ya da birilerinin çekeceğini de bilmemiz gerekiyor. Bir motosiklet sürücüsü bu tetiği kimin çekeceğini henüz olay gerçekleşmeden bulmak, tahmin etmek zorunda. Çünkü, bir hava yastığına, emniyet kemerine ve onu çevreleyen bir kafese sahip değil. Kaza ve hata yapma lüksüne sahip değiliz.
Gelelim motosiklet sürüşündeki risk faktörlerine;
1. Diğer Trafik Kullanıcılarından Kaynaklanan Riskler
Çoğu motosiklet sürücüsünün şikayet ettiği konulardır görünmemek ve saygı görmemek.
Doğru, görünmüyoruz, cüsse olarak daha ufak bir araç sürüyoruz ve diğer sürücüler tarafından fark edilmiyoruz. Peki bu diğer sürücülerin bir suçu mudur?
Hayır! İnsan beyninin çalışma yapısı gereği. İnsan neyi ararsa veya kendini neye şartlandırdıysa onu görür. Burada diğer sürücülerin bilinçlenmesi ve eğitilmesi elbette gereklidir fakat bunu biz trafikte yapamayız. Bizi görmeden sıkıştıran bir aracın aynasını kırmak, ona agresif bir tutum ile yaklaşmak yarardan çok zarar getirir. Zira bu davranışlarımız ile hem motorculuğu yanlış tanıtmış olacağız hem de bu öfke ile sürüşe devam ettiğinizde tehlikelere açık bir sürüş ile ilerleyeceksiniz. Nereden bakarsak tamamen kayıp.
Motosiklet sürücülerinin süper gücüdür bu görünmezlik. Filmlerdekinin aksine hiçte iyi birşey değildir. Bir motosiklet sürücüsü görünmediğini bilmeli ve yoldaki konumunu, sürüş planını buna göre ayarlamalı. Siz kendinizi onlara göstereceksiniz. Deneyin ve izleyin aslında insanların sizi bilerek sıkıştırmadığını sadece görmediklerini fark edeceksiniz. Buna algıda seçicilik denir, kimseye kızmayın. Eğer sıkıştırılıyorsanız başkasına değil kendinize kızmalısınız. Neden sıkıştırıldın? Neden seni görmedi? Nerede hata yaptın? Görmeyebileceğini düşündün mü? Ya hız?
Bir motosiklet sürücüsü trafiği yönetmeli ve başkalarının hatasını da öngörüp ona göre davranabilmeli.
Kahin olmalısın!
Her zaman olabilecekleri tahmin etmek sürüşü buna göre planlamak ve hazır olmak zorundayız. Bir kavşakta aniden çıkan bir araç sana çarptığında haklı ama hastanede olman bir fayda etmiyor. O araç birden çıkmadı, sinyalsiz dönen araç haksızdı doğru fakat o yol bağlantısı bir anda belirmedi. Sadece sen bunu planlamadın. Sen önlemini al, eğer biri hatalı davranırsa hiç birşey kaybetmeyeceğin gibi çok şey kazanacaksın.
Trafiği sadece diğer motorlu taşıtlar ile paylaşmıyoruz. Yayalar ve hayvanlar da karşılaştığımız potansiyel tehlikekelerin başında geliyor. Fakat yayalar da bize göre bazen mantıklı karar vermeyebilir. Sizi görmesine rağmen karşıdan karşıya geçebilir. Üstelik bunu yaya geçidinin olmadığı bir yerde de yapabilir. Kurallara ve diğer insanlara koşulsuz bir şekilde güvenmek çok mantıklı değil. Onların da hata yapabileceğini ve kuralları çiğneyebileceğini göz önünde bulundurmak en doğrusu.
Uzaktan yaklaşan bir motosiklete baktığınızda hangi hızda yaklaştığını pek kestiremezsiniz. Çünkü motosiklet, otomobil gibi yaklaştıkça büyüyen bir araç değil. Yaklaştıkça da halen küçük görünen bir motorlu taşıt. Bu da kıyaslama yaparak çalışan insan beyninin motosikletin yaklaşma hızını tespit ederken zorlanmasına yol açıyor. Eğer bir yaya görürseniz, size baktığında hızınızı doğru kestiremeyeceğini aklınızdan çıkarmayın.
Hayvanların yoğun olduğu bölgeler, köy yolları, nispeten şehirden uzak bölgelerde sürüş yaparken bir anda önünüze atlayabilecek bir hayvan için ne kadar hazırsınız?
2.Yol Şartlarından Kaynaklanan Riskler
Seyehat ettiğiniz, güvendiğiniz, ezbere bildiğiniz yollarda dahi emniyeti elden bırakmamak gerek. Gözlem bu işin başında geliyor. Yolda herhangi bir ıslaklık, bir çukur, kum veya aklınıza gelen herhangi bir pürüz tutuşu olumsuz etkileyebilir. Yerdeki ıslaklığın su mu yoksa yağ mı olduğunu nereden bilebilirsiniz?
Çukurlar, yağ tabakaları , su birikintileri, enkaz, kanallar, metal kapaklar, demiryolu rayları otomobiller için sorun olmayabilir, ancak motosikletler için büyük bir tehlikedir.
Elbette düz bir yoldaki riskler ile virajlı bir yoldaki riskler de bir değil. Tepe noktaları, trafik ışıkları, viyadükler, köprüler, yol bağlantıları gibi sürekli topladığımız bilgiye göre sürüşümüzü değiştirmemiz gereken noktalar mevcut. Elbette şunu da belirtmek isterim ki engelsiz bir yol yoktur. Bunun bilincinde olup daima tehliklere ve risklere hazır bir halde olmak herhangi bir durumda reaksiyon sürenizi de kısaltacaktır. Daha önceki yazılarda bahsettiğim gibi neyi ararsanız onu görürsünüz ve eğer hazırsanız daha kısa sürede reaksiyon gösterebileceksiniz.
Tabelalar az sonra neler ile karşılaşacağınızı size önceden söyleyen ve sürüşünüzü buna göre planlamanız gereken uyarı levhalarıdır. Tabelaları okuma alışkanlığınız yoksa bu konunun üzerine giderek bu alışkanlığı edinmeniz sürüş planlaması açısından elinizi oldukça güçlendirir. Az sonra ne ile karşılaşacağınızı bilmek mi? Yoksa şapkadan çıkan bir viraj ile bir anda karşılaşmak mı? Sanırım ilk seçenek kulağa daha hoş geliyor.
Gözlem, motosiklet sürüşünün iskeleti, olmazsa olmazı ve altın kuralı. Çevremizde gerçekleşen ve akıp giden bir dünya var. Bu dünyayı ezberleyemeyiz fakat sürekli olarak gözlemleyerek bilgi toplayabiliriz. Toplanan bu bilgiler ile neler olabileceğini öngörebilir, konumlanmanızı, hızınızı, manevralarınızı topladığınız bu bilgi üzerinden pekala yapabilirsiniz.
Mevsimsel riskleri de atlamayalım. Kışın asfaltın soğukluğu, yağışlar derken, yazları ise özellikle büyükşehirlerde belediyelerin yeşillikler yerine asfaltı sulamaları sonucunda bağlantı yollarında büyük riskler ile karşılaşabiliyoruz. Şehir içi sürüşlerinizde özellikle virajlar, kavşaklar ve bağlantı yollarında eğer ileriyi göremiyorsanız daha temkinli ve hazırlıklı ilerleyin.
Mikro iklimlere de hazırlı olun!
Güneşli müthiş bir havada çıktığınız yolculuk bir anda kabusa dönüşebilir. Yağmura yakalanabilir veya daha soğuk, güneşin olmadığı bir bölgede buzlanma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Yol şartlarına daima hazırlı olun. Soğuk fakat güneşli bir kış gününde sürmek için yanıp tutuştuğunuz motosikletiniz ile ormanlık virajlı yollarda dolaşırken, gölgede kalmış bir ıslaklığın buzlanma olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Yola çıkmadan evvel takip edeceğiniz rotanın hava koşullarını da kontrol edin ve daima hava koşullarına aynı zamanda yol şartlarına göre sürüşünüzü değiştirin.
Asfalt yüzeylerine de değinecek olursak, bir köy yolu ile otoyol asfaltının kalitesi bir olmayacaktır. Yaşadığımız şartlara bir bakarsak eğer şehiriçi asfaltının da pek kaliteli olduğu söylenemez. Motosiklet ile viraja girmek pek çoğumuz için keyifli bir şey biliyorum. Şehir içinde ise özellikle yol bağlantılarında motosikleti yatırarak dönmeniz ve bu viraj deneyimini burada edinmeye çalışmanız sizin için pek iç açıcı olmayabilir. Düştükten sonra ise bariyerler sizi pek dostça karşılamayacak. Milyonlarca aracın sürekli üzerinden geçtiği, sürekli bir şeylerin döküldüğü şehir içi yollarda daima yol yüzeyindeki potansiyel tehlikeleri önceden yakalayın.
3.Sürücü kaynaklı riskler
Teknik yetersizlikler bu risklerin başında geliyor. Sürdüğü aracın limitlerini, kendi limitlerini, neyi nasıl yapması gerektiğini bilmeyen yalnızca işini yürütecek kadarıyla yetinen bir sürücü beklenmedik durumlarda ve olağan sürüşlerinde tehlikelere açık olacaktır.
Özellikle toplumumuzda motosiklete başlayan kişiler bu işi kendi başlarına, eşinden, dostundan öğrenerek ilerliyor. Yanlış bir temel üzerine inşa edilen sürüş dinamikleri ise karşılaştığı ilk krizde yıkılıyor. Kendi başınıza bir noktaya kadar doğru kaynaktan, doğru bilgi edinerek gelişebilirsiniz lakin dışarıdan gözleme de ihtiyaç duyacaksınız. Bu iş, motosiklet kullanan arkadaşınız ile ilerletebileceğiniz bir süreç değil.
Eğitim almadan dahi başlansa motosiklet kendi başınıza da öğrenebiliyorsunuz. Bu büyük bir yanılgı. Motor üzerinde görece hakimiyet arttıkça ve davranışlar olağan hale geldikçe ise kişi gelişimini de sonlandırıyor. Motosiklet hakimiyeti, kontrolleri, duruş mesafesi, limitleri, doğru sürüş pozisyonu, bakış gibi hakimiyete odaklı beceriler motosikletiniz üzerinde kontrolünüzü arttırıyor ve inisiyatifi motosiklete bırakmıyorsunuz.
Daha önemli kısmı ise trafikteki farkındalık diyebiliriz. Fakat biri olmadan diğeri de olmaz. Motosiklet ile güvenli sürüş için belli bir disipline ve sisteme ihtiyaç var. Hiç bir fikriniz olmadan sadece sürücü kursundan aldığınız eğitim denemeyecek bir kaç tekrardan sonra trafiğe çıkıyorsanız zaten bu işten pek keyif aldığınız da söylenemez. Gözlem ve planlama becerinizi tabii aynı zamanda güvenli sürüş disiplinini güvenli sürüş eğitimleri ile kazanabilirsiniz. Elbette sadece eğitim almak yeterli değil. Kendi eğitim sürecinizi de devam ettiriyor olmalısınız. Motosiklet Yol Sanatı adlı kitabı da edinerek başlayabilirsiniz.
Zihinsel yetersizlikler
Motosiklet ile trafikte olduğunuz her an tüm dikkatiniz ve odağınız trafikte olmalı. Her an gözlemleyerek ve bilgi toplayarak ilerlerken aynı zamanda olabilecekleri öngörüp sürüşü de buna göre planlamanız gerekecek. Eğer o gün kötü bir gün geçirdiyseniz, dikkatinizi toplayamıyorsanız kendinize şunu sorun “bugün motosiklete binmem gerekiyor mu?” cevabınız hayır ise ve mümkünse sürmeyin. Bir anlık dikkatsizlik, bir saniyelik dikkat kaybı sizi geri dönülemez noktalara götürmesin. Sadece kendinize değil, unutmayın trafiği paylaştığınız diğer insanlara da zarar verebilirsiniz.
Yeterince uykunuzu almadıysanız, karnınız açsa, sağlık probleminiz var ise ve halen kullanmanız gerekiyorsa şunu unutmayın, dinç ve tüm dikkati trafikte olan yetişkin bir sürücünün reaksiyon süresi dahi ortalama 1 sn. iken sizin tepkiniz daha uzun sürecektir. Bunun bilincinde olarak hızınızı her zamankinden daha düşük tutarak ve kendinize telkinlerde bulunarak ilerlemelisiniz. Kendinizi çok uzun sürüşlere zorlamayın.
Ikarus Sendromu
Motosiklete başlayan çoğu sürücünün ilk acemilik dönemlerini aştıktan sonra karşılaştığı aşırı özgüven halidir. Sürüşün verdiği keyif ve artık yapabiliyor olmanın motivasyon ile daha fazla risk almaya başlar. Tüm kontrolün kendinde olduğu düşüncesi ve tecrübe arttıkça yükselen bu yanılgı malesef insanlara kötü haber getirir.
Motosiklete fiziksel olarak çok iyi hakim olabilmek sürüş için tek başına yeterli değil. Yeterli olgunluğa ulaşamamış bir sürücü hele ki yanlış bir grup ile beraber sürüyorsa, sürüş karakteri de değişecektir. Sürüş hırsı, kendini kanıtlama isteği, öndekini yakalama dürtüsü sonucunda grup sürüşlerinde özellikle bir çok kaza meydana geliyor. Motora çok iyi hakim olmanız sizin zihinsel açıdan motosiklet için uygun biri olduğunuz anlamına gelmez.
Ikarus sendromu, sadece motosiklet sürücülerinin değil, bir çok sporcunun, pilotların, dalgıçların ve hepimizin hayatında karşılaştığı bir durum. Motosikleti çok iyi sürdüğünüzü düşündüğünüz zamanlarda kendinizi limitleyin. İkarusun sizi yönetmesine izin vermeyin.
4.Motosikletten kaynaklı riskler
Yukarıda bir ton tehlike ve risklerden bahsettik bitmedi mi halen diyebilirsiniz fakat yukarıdakilerin hepsine bir çözüm bulunuyorken, sürüş anında motosikletten kaynaklı bir arıza sizin kontrolünüz dışında gerçekleşir.
Motosikleti her sürüş öncesinde kontrol etmenizde fayda var.
Yakıt (Yakıt seviyesi, sızdırma, koku vs.)
Kullandığım bir motosiklet benzin hortumundan sızdırma yapıyordu ve sızan benzin motor bloğuna damlıyordu.
Yağlar (Motor yağı, zincir yağı, varsa diferansiyel ve şanzıman yağı)
Sıvılar (Fren ve amortisör hidrolikleri, soğutma sıvısı)
Elektrik (Far, stop, sinyaller, gösterge, korna)
Lastik (Lastik yüzey kontrolü, lastik basıncı, ömrü ve genel yapısı)
Hasar
Bindiğiniz aracın kontrollerini belli periyotlar ile takip edip bakımlarını güvendiğiniz bir servise yaptırıyorsanız geriye pek bir problem kalmıyor. İki tekerli bir araç kullanıyoruz ve kondisyonu her daim yerinde olmalı.
Motosiklet sürmek bazı riskleri içinde barındıran bir süreç. Bunun bilincinde olarak sürdüğünüz sürece riski düşürmek sizin elinizde.
Keyifle ve güvenle sürün.